
Hakkı Dayı’nın insafsızlığı tutmuş elinden tutanı olmayınca
gördüğü gibi kendini kaptırmış vazonun çiçeği solmayınca
vazodaki gümüş işlemeler gelmiş Dayı’ya inci
Hakkı kırlentin hakkıdır bu sevdaya birinci
gelmek, hatırı sayılır bir koşuşturma esasında.
vazonun adı Leyla imiş; Hakkı Dayı, mecnuna dönmüş.
Bunu duyan Mecnun, Hakkı Dayı’ya bırakmış asasını
terk etmiş çölünü, yeni aşıklara yer açmak maksadından ötürü
Hakkı Dayı’nın hakkıdır bu çölde susuzluğuna serap örtmek
aşk şarabından tattığı zamandan beridir Hakkı, serapsız yaşamamıştır
çöl, asa Mecnun’un getirisi lakin Hakkı Dayı’nın ihtiyacı kalmamıştır
Leyla söyler dillerinde, der durur benim çiçeğim nerede?
Vazoma hasretliğim ben, kaç ömürdür benimle
yeni çiçekler koyarım yeter ki sen iste
benim Leyla’mın güzelliği çiçeklerde değil
Vazonun kendisindedir, kendisinde.