
Birlikte bir ağacın altına oturmuştuk Ben ağaca dayamıştım başımı, sense omzuma Hazların insanı yok edişini konuşmuştuk Saçlarının kıvrımında gezindirmek parmaklarımı, en büyük hazdı o anda Sense gözlerini dikip ufka Anlatıp duruyordun zihnindeki kirpileri Çünkü saçların diken diken Kirpiklerin diyor ki bana az daha diren Sanki farklıymışsın gibi herkesten Sanki duyacakmışsın gibi acılarımı en derinden Oysa sen de bir yanılsamaydın Kalbimin yüzeyinden silmek istediğim tüm erkeklerin yansımasıydın Korkularım, kokuşmuş kafeslerinden Kaçmak için çırpınırken bulmuştun beni Yıllardır zincire vurduğum ruhumun kapılarını aralamam gerek diye düşündüm Terapistim babamla ilişkimi sorgularken Ben de annemi suçladım bir erkek nasıl sevilir öğretmediği için Ve babana kızdım seni erken büyümeye zorladığı için Ebeveynlerimizin ellerinde sandım her şeyin anahtarı Meğerse biz kilitlemişiz içimize onların tohumunu ektiği karanlığı Fakat senin karanlığın benimkinden büyüktü Ve sen beni umutlarımla terk edecek kadar küçüktün Ben bıraktım kaçmayı Kollarım açık bekliyorum acısıyla, huzuruyla hayatın bir parçasını Aşk dedikleri o cevabı muamma şakayı Artık gülebiliyorum travmalarımla kucaklaşırken Annemin dizinde uyuyabiliyorum Babam Kürtçe türküler mırıldanırken Barıştım dünyayla Barıştım kendi savaşımla Şimdi sen yoksun bende Uykularımı geri aldım senden Ellerinde benden hiçbir parça kalmasın istemiştin Reddettiğin pembe fil yine boynumda Sanırım senin kalbinden daha sıcak bir zinciri var o kolyemin Sevgimi bıraktım hayalinle Buğulu bir hatırasın Sen de boğulma sorularında Dinlersen farklı melodileri, belki bir yanıt penceresi açarsın yıkılmaz surlarında Bir bakarsın kapı önüne koyduğun heyecanımı da bulursun sınırlarında Bense senin ittiğin uzaklardan göç ettim Koparıp attığın çiçekleri kendi bahçeme ektim Anlayacağın şu ki sevgili kirpikleri kıvırcık kirpi Ben kendimi sensizlikle büyütmeyi seçtim