Posted on: Şubat 18, 2021 Posted by: admin Comments: 0

Kamu düzeninin ve mutluluğunun sağlanması, toplumsal bir ihtiyaçtır. İhtiyacın karşılanması, sosyal kargaşanın engellenmesi için çeşitli normlar, ilkeler ortaya çıkmıştır. Etik, ahlak ve adalet, düşünürlerin insan-toplum davranışlarını ele alarak üzerinde çalıştıkları kavramlardır.

Ahlak; belirli bir zamanda, belirli bir kültürde sosyal ilişkileri düzenleyen normlardır. Normlara uyulmadığı takdirde birey sosyal yaptırımlara maruz kalır. Ahlak normları hukuk kurallarına kaynak olabilirler. Devlet güvencesiyle cebre bağlanmış bir ahlak normu, hukuk kuralı haline gelir. (Gözler, 2014, s. 171)

Evrensel konularda insan davranışlarını ele alarak doğruyu ve temelini bulmaya çalışan etik ahlakın felsefesidir, ‘geleneksel eğilim’ anlamına gelen Yunanca “ethos” kelimesinden gelmektedir. Anlamı ve içeriği konusunda görüş ortaklığı sağlanamamıştır. Ludwig Wittgenstein “Açıktır ki etik sözcüklere dökülemez. Etik aşkınsaldır.” şeklinde ifade etmiştir. Etik felsefenin bir dalı olarak, normatif yargılar yerine ilkelerle ifade edilir.

Adalet, hak ve hukuku gözetme şeklinde tanımlanır. Göreceli bir anlam ifade eden, henüz görüş ortaklığı bulunmayan kavramlardan biridir. Hans Kelsen “What is justice?” (1957) makalesinde sorguladığı adalet nedir sorusunu şöyle cevaplamıştır:

‘’Gerçekten de insanlığın özlemini çektiği mutlak adaletin ne olduğunu bilmiyorum ve onun ne olduğunu söyleyemem. Göreceli adaleti kabul etmem gerekiyor… Bana göre adalet, koruması altında ‘hakikat’ arayışının gelişebileceği bir toplumsal düzendir.  O halde benim adalet anlayışım, özgürlük adaleti, barış adaleti, demokrasi adaleti ve hoşgörü adaletidir.’’

Adaletin sağlanmasının aracı olan hukuk, insan haklarından, etik ilkelerinden türemelidir. Kişiler, etik değerlere uymaya normların aksine zorlanılamazlar. Hukuki güvenceye alınan etik ilkeler cebir sayesinde etkisini kuvvetlendirip, kamuya ve bireye faydalar sağlar. Örneğin meslek etiği değerlendirmesinde etik ilkeler kanunlarda yerini almıştır. (5176 sayılı kanun) Türk filozof Ioanna Kuçuradi’nin görüşleri şu yöndedir:

‘’Mesleğimizi etik değer koruyarak yapabilmemiz için, normlardan ziyade etik değerin felsefi bilgisine dayanan felsefi bir eğitime ihtiyaç vardır. Çünkü böyle bir eğitim, yüz yüze geldiğimiz durumlarda insan onurunun nerede tehlikede olacağını gören bir göz kazanmamıza yardımcı olacaktır’’

Toplumun her alanda ihtiyaç duyduğu iyiye; etik, ahlak ve adalet eşlik eder. Yolda olmanın bir dalı olan etikle ‘iyiye’ ulaşılmaya çalışılır, toplumlar ulaşılan kendi ‘iyilerini’ ahlak normlarıyla yaşatır, adaletin tecellisiyle ‘iyi’ düzenli bir geleceğe ulaştırır.

GÖZDE HASDEMİR

KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ ÖĞRENCİSİ

EK: Hans Kelsen’ in ” Adalet Nedir?” kitabına ilişkin Türkiye Barolar Birliği Dergisi Barobirlik’te yayımlanan Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Araştırma Görevlisi Ali ACAR’ın çevirisine http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2013-107-1301 bakabilirsiniz.

Leave a Comment