Posted on: Şubat 17, 2021 Posted by: admin Comments: 0

Tacizin sözlük anlamı, tedirgin etme ve rahatsız etmedir. Cinsel taciz ise kişinin vücut dokunulmazlığının ihlali niteliği taşımayan, cinsel yönden mağduru rahatsız edici davranışlardır. Cinsel taciz en gelişmiş ülkelerden, az gelişmiş ülkelere kadar bütün toplumlarda ve her ortamda yaşanan önemli bir sorundur.  Cinsel taciz suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde hükme bağlanmıştır. Bu suç sayesinde, cinsel saldırı boyutuna ulaşmayan yani bedensel temas içermeyen fakat mağduru rahatsız eden cinsel içerikli davranışlar cezalandırılarak, bireyin cinsel özgürlüğü ve dokunulmazlığı korunmaya çalışılmıştır. Bu suçun birinci fıkradaki basit şekli şikayete tabidir. Mağdurun, suçun işlendiğinin ve failin öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikayette bulunması gerekir. Suçun nitelikli halleri ise şikayete tabi değildir, savcılık tarafından resen soruşturma yapılır. Ancak nitelikli hallerde dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Suçun faili, erkek veya kadın herkes olabilir. Bu suçun eşler arasında işlenip işlenemeyeceği öğretide tartışmalıdır. Ancak, TCK m.102/1’de düzenlenen cinsel saldırı suçu kanun koyucunun iradesiyle eşler arasında işlenemez olarak kabul edilmiştir. Keza Yargıtay 14. Ceza Dairesi 13.02.2014 tarihli E.2014/ 4276, K.2014/1689 sayılı kararında “Eşe karşı işlenen cinsel suçlarda cinsel saldırının sadece nitelikli halinin TCK’nın 102/2. maddesinin ikinci cümlesinde şikayete tabi suç olarak düzenlenmesi, cinsel saldırı suçunun basit halinin eşe karşı işlenmesinin ise suç olarak düzenlenmemesi karşısında, olay tarihinde mağdure ile resmi evli olan sanığın eşinin rızası hilafına onu kendisine doğru çekerek sarılıp öpmesi şeklindeki eylemin TCK’nın 102/1. maddesindeki suçu oluşturmadığı “ yönünde karar vermiştir. Bundan hareketle, cinsel taciz suçunun da eşler arasında işlenebileceğini söylemek tutarlı değildir. 

Bu suçun mağduru, erkek veya kadın herkes olabilir. Her ne kadar TCK m.103/1 uyarınca “çocuklara yönelik her türlü cinsel davranış” cinsel istismar suçunu oluşturur denilse de, Yargıtay uygulamasında, çocuklara karşı işlenen ve bedensel temas içermeyen fiiller de cinsel taciz kapsamında değerlendirilmektedir. Bedensel temas içeren her cinsel amaçlı davranış ise cinsel saldırı veya cinsel istismar suçunu oluşturacaktır. Failin, sanal ortamda çocuğu soyunurken izlemesi ve bu şekilde kendisini cinsel yönden tatmin etmesi cinsel taciz suçu (Yargıtay, 14.CD., 06.03.2012, 6467/2656); fakat aynı failin çocuğun yanağından cinsel amaçlı makas alması durumunda çocukların cinsel istismarı suçu oluşacaktır. Bu şekilde, salt bedensel temas üzerinden suçun belirlenmesinin adil ve fiilin ağırlığına yönelik bir uygulama olmadığı görüşüne katılmaktayım. 

Cinsel taciz suçu serbest hareketli bir suçtur. Bu suç; söz, yazı, ses, işaret, resim veya herhangi bir cisim göstermek suretiyle doğrudan mağdura karşı veya teknolojik aletlerle işlenebilir. Ayrıca bu söz, yazı veya hareketin mağdurun bilgisine ulaşacak nitelikte olması gereklidir. Bir fiilin cinsel taciz suçunu oluşturup oluşturmayacağının tespiti, fiilin hem objektif hem de sübjektif anlamına bakılarak yapılır. Bundan dolayı söz konusu davranışın aralarında duygusal bir yakınlık olan iki kişi arasında geçmesiyle, birbirine tamamen yabancı olan iki kişi arasında geçmesi durumunda objektif ve subjektif yorumlar farklı olacaktır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 04.12.2018 tarihli, 14-429/34 sayılı kararında; “eylemin cinsel amaçla işlenip işlenmediği ya da hangi fiilin cinsel taciz suçunu oluşturacağı belirlenirken sosyal hayatın gerekleri, tarafların konumları ile aralarındaki ilişki gözetilmeli, bu kapsamda ahlaki kurallara uygun evlenme teklifi, tanışma isteği veya beğeni ifadelerinin cinsel taciz suçunu oluşturmayacağı kabul edilmelidir.” kararına varmıştır.

Cinsel özgürlük, tasarruf edilebilir nitelikte olduğu için mağdurun rızası bu suçta hukuka aykırılık unsurunu ortadan kaldırır. Yargıtay 14.Ceza Dairesi’nin 27.10.2011 tarihli, 7732/1479 sayılı kararında, “… sanığın telefonlarında,katılanın telefonundan gönderilmiş cinsel içerikli bir kısım mesajların bulunduğunun belirtilmesi, HTS raporlarının da tespit edilen bu mesajların katılanın tarafından gönderildiğinin doğrulanması, ayrıca sanık ile katılan arasında karşılıklı olarak yargılamaya konu taciz eylemlerinin gerçekleştiği iddia olunan dönemi de kapsayacak şekilde uzun süredir devam eden çok sayıda mesajlaşma bulunması karşısında, sanığın söz konusu mesajları katılanın bilgisi ve rızası dahilinde gönderdiği ve gönderilerine olumlu cevaplarda aldığının anlaşıldığı, dolayısıyla eylemin hukuka uygunluk nedeni kapsamında işlendiği” şeklinde hükme varmıştır. 

Suçun Nitelikli Halleri Nelerdir?

Suçun nitelikli halleri Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesinin ikinci fıkrasında beş bent olarak sayılmıştır. Buna göre cinsel taciz suçunun nitelikli halleri: 

a)Suçun kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin veya aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi

b)Suçun vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından işlenmesi

c)Suçun aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 16.03.2015 tarihli E.2014/35860, K. 2015/24621 sayılı kararında; “Sanığın, kendisi ile aynı işyerinde çalışan katılanın, istemediğini ve kabul etmediğini belirtmesine rağmen, ısrarla evlenme teklif etmesi, aşık olduğunu ve sevdiğini söylemesi, bunu da facebooktan mesaj göndermek, not iletmek ve arabasına çiçek koymak şeklinde aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanarak icra etmesi karşısındaki eylemlerinin TCK’nın m.105/1-2, 43.maddelerinde tanımlanan zincirleme cinsel taciz suçunu oluşturduğu” yönünde karar vermiştir. 

d)Suçun posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi 

e)Suçun teşhir suretiyle işlenmesi 

hallerinde birinci fıkraya göre belirlenen ceza yarı oranında artırılır. Cinsel taciz sebebiyle mağdur işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmışsa, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

Cinsel Taciz Suçu Nasıl İspatlanır?

Yargılama sırasında cinsel taciz suçunun ispatlanması, en çok tartışma yaratan noktalardan birisidir. Cinsel taciz suçu gerçekleşirken çoğunlukla görgü tanığının olmayışı, kamera veya video kaydı gibi teknik araçlarla kanıtlanmasının çok nadir görülebildiği durumlarda Yargıtay, suçun ispatı için bazı kriterler getirmiştir. Buna göre,

-Suçun mağduru, sanığı önceden tanımıyorsa mağdurun faili gösteren beyanına değer verilir.

-Fail ile mağdur arasında daha önceden bir husumet varsa, sadece mağdurun beyanı Yargıtay tarafından ispat için yeterli değildir.

-Mağdurun doğrudan kendi şeref ve onurunu ilgilendiren bir konuda faile iftira atması için somut bir olgu tespit edilememişse, mağdurun beyanına değer verilir.

-Yargıtay’a göre, mağdurun olayı anlatma biçimi hayatın olağan akışına uygun olmalıdır. Mağdur birbiri ile çelişen ve tutarsız ifadeler veriyorsa, onun beyanına değer verilmez. 

Yargıtay Kararlarında Cinsel Taciz Suçu

Yargıtay’ın çeşitli kararlarında cinsel taciz suçu olarak kabul ettiği söz ve davranışlardan bazıları şunlardır:

 “Sanığa iftira atması için ciddi bir sebebi bulunmayan mağdurenin aşamalarda değişmeyen beyanları ve sanığa ilişkin telefondan mağdurenin telefonunun birden fazla arandığının belirli olması ve gönderildiği tespit edilen mesajın içeriği karşısında, sanığın sarkıntılık (cinsel taciz) eylemi sabit olup, 5237 S. Kanun hükümlerinde değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği halde, yazılı biçimde hüküm kurulması ” (5. CD., 16.11.2015, E.2004/789, K. 2005/22184)

– “Oluşa dosya kapsamına, müştekinin tüm aşamalardaki özde değişmeyen beyanlarına ve sanıkların kısmi ikrarlarına nazaran, sanıklar Mehmet ve Ali’nin müştekiyi birden çok kez telefonla arayarak uygunsuz tekliflerde bulundukları, olay günü de arayarak gölete davet etmek suretiyle sarkıntılık suçunu işledikleri anlaşılmasına rağmen, müsnet suçtan mahkûmiyetlerine karar verilmesi yerine yazılı gerekçelerle beraat hükmü kurulması “(5. CD. 13.10.2003, 7535/ 5012)

– “Müştekilerin aşamalardaki beyanları ve tanık CK’ın beyanlarına göre suç tarihinden bir buçuk ay öncesinden itibaren müştekileri takip edip arkadaşlık teklif eden ve reddedilince özür dilemek için müştekilerin evlerine giden sanığın “ herkese şapur şupur, bize gelince mi yok” dediği, 21.6.2004 tarihinde de evinin penceresinden cinsel içerikli el kol hareketlerinde bulunduğu sabit olduğu halde atılı suçtan mahkumiyeti yerine yetersiz gerekçe ile sanığın beraatına karar verilmesi“ (5. CD., 08.02.2007 8395/ 1700)

“… olaydan 2 yıl önce bu ilişkiyi sonlandırdıkları, ev telefonu hattına sahip olan sanığın, gece saat 22.08’de ankesörlü telefondan katılanın evini aramasının makul olmadığı göz önüne alındığında, sanığın telefonda ‘seninle olmak istiyorum, rızanla gel bana, istersen seni kaçırırım, rızanla olmazsa eşine söylerim evliliğin yıkılır’ şeklindeki cümleler kullanılmak suretiyle cinsel taciz suçunun işlendiği”( Yar. CGK, 24.03.2015, E.2014/669, K.2015/68)

– Mağdure S.’in “artık şu işi bitirelim” diyerek bana dokunmaya kalktı, ancak dokunamadı, ittirmeme rağmen boğazımdan öpmeye kalktı,… Beni dövmeye kalktı, daha sonra bana dokunmaksızın “tamam daha sonra yapacağım, şimdi yapmayacağım, eğer buraya kan akmazsa annen senin adını çıkarır, ne olursa olsun biz seninle evleneceğiz, evlendikten sonra yapacağım bunu dedi” şeklindeki beyanı ve dosya kapsamına göre TCK’nın 36. maddesinde düzenlenen gönüllü vazgeçme hükmü uyarınca mevcut haliyle sanığın eyleminin anılan Kanunun 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır” (Yar. 14.CD., 02.07.2015, E.2015/3052, K.2015/7956)

-“ …okula gidip gelmek için sanığın evinin önünden geçen mağdureye, bu geçişleri sırasında yaklaşık bir yıl boyunca evin camının iç kısmından pijamasını indirip cinsel organını gösterme biçiminde gerçekleşen eylemlerinin zincirleme cinsel taciz suçu oluşturduğu” (Yar. 14. CD., 02.10.2012, 10722/ 9346)

“…suç tarihinde çalıştığı işyerinden çıkarak evine doğru yürümekte olan mağdurenin arkasından gelen sanığın, mağdureye hitaben ‘ Neden tek yürüyorsun, gel birlikte yürüyelim, benimle birlikte geleceksen beraber yürüyelim…’şeklinde sözler söylediği, mağdurenin korkarak tanık Z’nin işlettiği markete girmek istediğini görünce de ‘Orospu içeriye girme, gel çık dışarıya…’ demek suretiyle hakaret ettiği olayda cinsel taciz ve hakaret suçlarından mahkumiyetine karar verilmesi “ (Yar. 14.CD., 10.02.2015, E.2014/10376, K.2015/904)

“…sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında katılana ait telefona 14.10.2008 ila 16.10.2008 tarihleri arasında birden fazla kez ‘seni seviyorum’ yazılı mesajlar göndermesi zincirleme cinsel taciz suçunu oluşturduğu” (Yar. 14.CD., 21.01.2015, 11220/436)

KAYNAKÇA

[1] TEZCAN Durmuş/ ERDEM Mustafa Ruhan/ ÖNOK Murat, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2019, s.460.

[2] BAŞ Eylem, Türk Ceza Hukukunda Cinsel Taciz Suçu, AÜHFD, 2016,  C.65, S.4, s.1155, 1169; TEZCAN/ERDEM/ÖNOK, s.464.

[3] GERÇEK Leyla Çakıcı, Yargıtay Kararlarıyla Cinsel Taciz Suçu, AÜHFD, 60(I) 2011: 47-82, s.58-63.

BAŞ Eylem, Türk Ceza Hukukunda Cinsel Taciz Suçu, AÜHFD, 2016,  C.65, S.4.

GERÇEK Leyla Çakıcı, Yargıtay Kararlarıyla Cinsel Taciz Suçu, AÜHFD, 60(I) 2011: 47-82.

TEZCAN Durmuş/ ERDEM Mustafa Ruhan/ ÖNOK Murat, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2019.

İLKAY TOPGÜL 

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ ÖĞRENCİSİ

Leave a Comment