Posted on: Mart 13, 2021 Posted by: admin Comments: 0

Tarihin eski dönemlerinde insanlar dünyanın her tarafında hayvanlarla derin ilişkiler kurmuş ve geçim kaynaklarının büyük kısmını hayvanlara bağlamıştır. İnsanlar uzun süre boyunca hayvanları temel besin kaynaklarından biri olarak görmüş; hayvanların fiziksel gücünden, postundan, iç güdülerinden faydalanmış ve hayvanları yanından hiç eksik etmemiştir.

18. yüzyıl Sanayi Devrimi’nin etkilediği günümüzün modern kentlerinde ise, insan ile hayvanlar arasındaki ilişki farklılaşmış, üretkenliğin, verimliliğin, uzmanlığın ön planda olduğu kentlerde, ekonomik ilişkiler yerini insan ve hayvanların birbiriyle arkadaş/dost olduğu ilişkilere bırakmıştır. 21. yüzyılda ise insan ve hayvanlar arasındaki arkadaşlık ilişkileri daha ileri bir seviye olan aile bireyliğine kadar götürülmektedir (Tamzok, Kük, & Çobanoğlu, 2013).

İnsanlarla hayvanlar arasındaki etkileşimin bu şekilde evirilmesi dünya genelinde hayvan haklarıyla ilgili yeni bir döneme girilmesine de ön ayak olmuştur. Hayvan haklarını içeren düzenlemeler çeşitli ülkelerin iç hukuk sistemlerine girmeye başlamış ve en nihayetinde hareket uluslararası bir boyut kazanarak 15 Ekim 1978 tarihinde Paris’te Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin ilan edilmesiyle sonuca ulaşmıştır.

Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi:

1. Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler.

2. Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. İnsanlar bu hakkı çiğneyerek onları sömüremezler ve bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır.

3. Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.

4. Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üretme hakkına sahiptir. Eğitim amaçlı olsa bile özgürlükten yoksun kılmanın her çeşidi bu hakka aykırıdır.

5. Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan bir türden olan bütün hayvanlar uyumlu bir biçimde türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir.

6. İnsanların yanlarına aldıkları bütün hayvanlar doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahiptir. Bir hayvanı terk etmek acımasız bir davranıştır.

7. Bütün çalışan hayvanlar iş süresi ve yoğunluğunun sınırlandırılması ve güçlerini artırıcı bir beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir.

8. Hayvanlara fiziki ya da psikolojik bir acı çektiren deneyler yapmak hayvan haklarına aykırıdır. Tıbbi, bilimsel, ticari ve başkaca biçimlerdeki her türlü deneyler için de durum böyledir.

9. Hayvan beslenmek için yetiştirilmişse de bakılmalı, barındırılmalı, taşınmalı, ölümü de acı çektirmeden ve korkutmadan olmalıdır.

10. Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz, hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlardan yararlanılan gösteriler hayvan onuruna aykırıdır.

11. Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suçtur.

12. Çok sayıda yabani hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış bir soykırım, yani bir suçtur.

13. Hayvan ölümüne de saygı göstermek gerekir. Hayvanın öldürüldüğü şiddet sahneleri sinema ve televizyonda yasaktır.

14. Hayvanları koruma ve savunma kuralları, hükûmet düzeyinde temsil olunmalıdır. Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmaktadır.

Hayvanlar da aynı insanlar gibi düşünür, hisseder, acı çekerler. Bu nedenle pek çok devletin iç hukuklarında hayvanlar hissedebilen varlıklar olarak kabul edilmektedir.

Türkiye’de hayvan haklarına yönelik yasal düzenlemeler 20. yüzyılın sonu ve 21. yüzyılın başına denk gelmektedir. (Demirci,2019)

Ülkemizde hayvan hakları ve Hayvanların korunmasına dair en önemli kaynaklardan biri 5237 sayılı Türk ceza kanunudur. TCK’nin 151. maddesinde “Mala zarar verme” başlığı altında başkasına ait olan taşınır veya taşınmaz olan eşyayı nedensiz yere bozan, tahrip eden, kullanılmaz hale getiren kişiye mağdurun şikâyeti üzerine 4 ay ile 3 yıl arasında hapis cezası veya adli para cezası öngörülmüştür. 3. kişiler tarafından zarar verilen hayvanlara da bu hüküm uygulanmaktadır.

Kanundan anlaşıldığı üzere zarar gören hayvanın suçun konusu olabilmesi için sahibinin olması gerekmektedir. İlgili kanun maddesi bu yönüyle sahipsiz olan hayvanlarla sahipli olan hayvanlar konusunda bir ayrıma gitmiştir. Buradan çıkarılan husus sahipsiz olan hayvanın zarar görmesi bu maddenin kapsamı dışında kalmaktadır ve zarar veren kişi ilgili hükümle yargılanamaz. Tüm bu yönleriyle TCK 151 hem Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne hem de hayvanların korunmasına dair en önemli kaynaklardan olan 5199 sayılı hayvanları koruma kanununun 4. Maddesinin (a) bendinde [Tüm hayvanlar eşit bir şekilde doğar ve bu hayvanlar hiçbir fark gözetmeksizin yaşama hakkına sahiptir.] öngörülen eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.

Hayvanlara cinsel saldırı suçu açısından ise pozitif hukukumuzda Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesi önem taşımaktadır. Bu madde de: “Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmü bulunmaktadır. Buna göre cinsel saldırı suçuna maruz kalan hayvan veya ölmüş bir kimse olmamalıdır (Gürkan & Uğuz, 2007). Cinsel saldırı suçuna maruz kalan yaşamını devam ettiren bir insan olmalıdır. Bu maddeye göre Türk Ceza Kanunu’nda hayvanlara yönelik cinsel saldırı suçu düzenlenmemiştir.

Türkiye’de hayvanların korunması konusunu düzenleyen en temel kanun olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kabahatler kanunu olarak oluşturulan yasal bir düzenlemedir. Yani kanunda belirtilen hükümlere aykırı davranan kişi veya kurumlar mahkemelerce yargılanmamakta, para cezalarıyla cezalandırılmaktadırlar (Özgür, 2010).

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda yer alan cezai hükümlerden bazıları:

  • Hayvanları sahiplendikten sonra yaşamlarını sağlıklı bir şekilde devam ettirmesi için gerekli önlemleri almayan kişiler hayvan başına 60 Türk Lirası,
  • Sahip olduğu ev veya süs hayvanlarının doğal yaşama uyum sağlayamayacağını bilmesine rağmen terk eden kişilere hayvan başına 200 Türk Lirası,
  • Sahipsiz hayvanları ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamayacak derecede güçten düşmüş hayvanları kanunda belirtilen şartlar dışında öldüren kişilere hayvan başına 600 Türk Lirası,
  • Herhangi resmi yetkisi olmadığı halde hayvanlar üzerinde deney yapan kişilere hayvan başına 1.200 Türk Lirası,
  • Hayvanların kesim işlemlerini hayvanı korkutup acı verecek şekilde veya bu konuda ehliyetli olmayan kişilerin kullanılması durumunda hayvan başına 600 Türk Lirası,
  • Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranan ve acı çektiren, hayvanı gücünü aşan işlere zorlayan, 16 yaş altındaki bireylere ev ve süs hayvanı satan, öldüğü kesin olarak anlaşılmayan hayvanın vücudunda müdahalede bulunan, hayvanlarla cinsel münasebette bulunan, hayvana eziyet eden, sağlık amacıyla olmadan hayvana zor kullanarak yem yediren kişilere 300 Türk Lirası idari para cezası verilir.

SONUÇ

Bu yazıda genel olarak hayvan haklarının gelişiminden ve dünyada hayvanların korunmasından bahsetmekle beraber ülkemizde ve hali hazırda yürürlükte bulunan bazı hukuk normlarını hayvanların korunması bağlamında inceledik. Bu incelememiz sonucunda vardığımız genel kanı özellikle ceza hükümlerinin caydırıcılığının yetersiz olduğu yönündedir. 5199 sayılı kanun yeniden düzenlenmeli, adli yargının yolu açılmalı ve cezalar ağırlaştırılarak caydırıcılığı arttırılmalıdır. Aynı şekilde 5237 sayılı TCK’nin ilgili maddelerinin kapsamı hayvanların korunması bağlamında genişletilmeli ve revize edilmelidir. Pozitif hukukumuzda hayvanlar mal statüsünden çıkarılmalı ve pek çok devletteki gibi (İngiltere, İsviçre) hissedebilen varlık statüsüne getirilmelidir. Bu bağlamda sahipli ve sahipsiz hayvan ayrımı da kaldırılmalıdır. Hayvanlara hakları olan ve aynı bizler gibi iyi koşullarda yaşamayı hak eden canlılar olarak bakılması doğru olacaktır.

KAYNAKÇA

Demirci, K. (2019). Türkiye’de Hayvan Yaşam Kalitesi Mevzuatı Ve Uygulamaları ETÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi.

Gürkan, Ş., & Uğuz, A. (2007). Yeni Ceza Yasamızda Cinsel Suçlar. Adalet Dergisi(27), 179.

Özgür, A. (2010). Türk Hukuk Sisteminde Hayvanlar. Veteriner Hekimler Derneği Dergisi(81), 33.

Tamzok, H., Kük, M., & Çobanoğlu, N. (2013). Hukuki ve Etik Boyutlarıyla Sokak Hayvanları (Cilt 4). Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi.

http://www.bbc.co.uk/ethics/animals/overview/latest.shtml

https://www.peta.org/blog/swiss-spotlight-animal-rights/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Hayvan_Haklar%C4%B1_Evrensel_Beyannamesi

TBMM. (2004, 10 12). Türk Ceza Kanunu. http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5237.pdf adresinden alındı.

TBMM. (2004, 07 01). 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5199-20100611.pdf adresinden alındı.

ATABERK YELKEN

Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi İkinci Sınıf Öğrencisi

Leave a Comment